Bir hikâye anlatmak istiyorum sana… Bir zamanlar, küçük bir kasabada yaşayan iki komşu vardı: Murat ve Elif. Murat, planlı, çözüm odaklı ve stratejik bir adamdı. Elif ise duygusal zekâsı yüksek, empatik ve sezgileri güçlü bir kadındı. İkisi de yaşadıkları mahallenin güvenliği konusunda endişeliydi ama bu meseleyi ele alış biçimleri bambaşkaydı. Bir Endişenin Hikâyesi Bir akşam, kasabanın sessizliğini bozan bir haber yayıldı. Komşulardan birinin evi soyulmuştu. Elif’in yüreği sıkıştı. “Ya bizde de olursa?” diye düşündü. Murat ise hemen hesaplamalara başladı: “Hangi kamera sistemi, hangi açıdan daha fazla alanı kapsar?” O, çözüm bulmaya odaklanmıştı. Elif ise güvenin, huzurun ve sevdiklerini korumanın duygusal…
8 YorumKategori: Makaleler
Kelimelerin Gölgesinde: “Keş Oldu” Ne Demek? Bir edebiyatçının dünyasında kelimeler yalnızca anlam taşımaz; ruh taşır, zamanın yankısını, toplumun nabzını, bireyin çelişkisini içinde saklar. “Keş oldu” ifadesi de tam olarak böyle bir kelimedir: hem çağın diliyle konuşur hem de alt katmanlarında insanın varoluş sancılarını taşır. Her ne kadar günümüzde argo bir deyiş gibi görünse de, bu kelimeyi edebiyatın penceresinden incelediğimizde karşımıza çok daha derin bir anlam dünyası çıkar. Kelimelerin Gücü: Dönüştürülen Bir Kimliğin Hikâyesi “Keş” kelimesi, modern Türkçede genellikle madde bağımlısı ya da toplumun dışına itilmiş bireyleri tanımlamak için kullanılır. Ancak bu kelimenin kökenine baktığımızda, insanın düşüşü kadar arayışını da anlatır.…
8 YorumHisteri Krizi Nasıl Olur? Antropolojik Bir Bakış Bir antropolog olarak dünyanın dört bir yanındaki toplumları gözlemlerken, en çok dikkat çeken olgulardan biri insanın duygusal taşkınlıklarını nasıl anlamlandırdığıdır. “Histeri krizi” dediğimiz şey, modern psikolojide bir rahatsızlık olarak ele alınsa da, antropolojik gözle bakıldığında bu olgu çok daha derin sembolik, toplumsal ve kültürel anlamlar taşır. Ritüellerin Gölgesinde: Histeri Krizinin Kökeni Histeri, tarih boyunca özellikle kadın bedeni ile ilişkilendirilmiş bir durumdur. Antik Yunan’da “hystera” yani rahim kökenli bir kelime olarak türemiştir; bu, histerinin toplumsal olarak nasıl “kadınsı” bir davranış biçimiyle özdeşleştirildiğinin ilk göstergesidir. Ancak farklı kültürlerde histeri krizine benzeyen durumlar yalnızca biyolojik değil,…
Yorum BırakDijital Kantar Fiyatları Ne Kadar? Teknoloji, Toplumsal Cinsiyet ve Adalet Perspektifinden Bir Bakış Teknolojinin hayatımıza hızla nüfuz ettiği bir çağda yaşıyoruz. Artık sadece endüstriyel tesislerde değil, küçük işletmelerde ve hatta evlerde bile dijital kantarlar günlük hayatın ayrılmaz bir parçası haline geldi. Ancak bu basit gibi görünen cihazların fiyatlarını konuşurken, konuyu yalnızca teknik ve ekonomik açıdan ele almak yeterli mi? Belki de meseleye biraz daha derin, insan odaklı ve toplumsal bir yerden bakmamız gerekiyor. Çünkü teknoloji, yalnızca metal ve devrelerden ibaret değil; toplumsal cinsiyet rollerini, adalet anlayışımızı ve çeşitliliğe olan yaklaşımımızı da yansıtıyor. Kantarın Ötesinde: Toplumsal Bir Yansıma “Dijital kantar fiyatları…
2 YorumGövde Nelerden Oluşur? Psikolojik Bir Perspektiften İnsan Bedeni ve Zihin Arasındaki Derin Bağ Bir psikolog olarak her zaman şu sorunun peşindeyim: “İnsanı insan yapan şey nedir?” Beyin mi, kalp mi, yoksa bedenin bütünlüğü mü? Gözlemlediğim şey şu: İnsan davranışları yalnızca zihinsel süreçlerden değil, aynı zamanda bedenin sessiz dilinden de doğar. Biz çoğu zaman gövdeyi biyolojik bir yapı olarak görürüz; oysa gövde, duyguların, düşüncelerin ve sosyal etkileşimlerin en somut sahnesidir. Bu yazıda “Gövde nelerden oluşur?” sorusunu bir anatomi dersi gibi değil, bir psikolojik inceleme gibi ele alacağım. Çünkü gövde, yalnızca kaslardan ve kemiklerden değil, kimliğimizin taşıyıcısı olan duygusal ve bilişsel anlamlardan…
Yorum Bırak3 Kapılı Dolap Kaç Cm? – Bir Evin Ölçüsünden Fazlası Bazı hikâyeler vardır, bir evin köşesinde başlayan ama aslında kalbin derinlerinde anlam bulan… İşte bu da öyle bir hikâye. Bugün size sadece bir dolabın ölçüsünü değil, bir hayatı sığdırmanın inceliklerini anlatacağım. Çünkü bazen bir eşya, bir evin düzenini değil, iki insanın dünyasını da şekillendirir. Bir Ev, İki Bakış Açısı Ayşe ve Murat evliliklerinin ilk yılında yeni evlerine taşınmış genç bir çiftti. Her şey yepyeni, umut dolu ve biraz da telaşlıydı. Evin salonu neredeyse hazırdı ama yatak odası hâlâ eksikti. En büyük mesele ise gardıroptu. Küçük bir dairede yaşadıkları için ne…
4 YorumBüyüdükçe Göz Şekli Değişir mi? Sosyolojik Bir Bakış Bir araştırmacı olarak insanları gözlemlerken fark ettiğim şeylerden biri, zamanla yüzlerin değil, bakışların değiştiğidir. Büyüdükçe göz şekli değişir mi? sorusu aslında yalnızca biyolojik bir merak değildir; aynı zamanda toplumsal bir metafordur. Gözün şekli belki fiziksel olarak az değişir, ama dünyaya nasıl baktığımız, kimliğimizi nasıl kurduğumuz ve başkalarını nasıl gördüğümüz, içinde yaşadığımız toplumun aynasında sürekli dönüşür. Bu yazı, gözün değişimini bir “sosyolojik büyüme” süreci olarak ele alır — çünkü her yaşla birlikte sadece beden değil, bakış da sosyalleşir. Toplumsal Normlar ve Gözün Değişen Anlamı Toplum, bireye yalnızca davranış biçimlerini değil, aynı zamanda görme…
Yorum BırakBursa Göçmen Konutları Kaç Yılında Yapıldı? Bir Edebiyatçının Bellek ve Mekân Üzerine Düşüncesi Kelimelerin bir mekânı nasıl dönüştürebileceğini hiç düşündünüz mü? Bir edebiyatçı için tarih, yalnızca takvim yapraklarında değil; anlatılarda, duygularda ve tanıklıklarda yaşar. “Bursa Göçmen Konutları kaç yılında yapıldı?” sorusu, ilk bakışta sade bir bilgi arayışı gibi görünür. Oysa bu soru, göçün izlerini taşıyan bir kentin, belleğini yeniden inşa eden insanların ve ev kavramının derin anlamlarını da içinde taşır. Çünkü her yapı, bir hikâyenin mekânıdır — ve her göçmen, o hikâyenin yaşayan bir karakteridir. Bir Zamanlar: İnşaatın Ötesinde Bir Başlangıç Bursa Göçmen Konutları, 20. yüzyılın ikinci yarısında, Balkanlardan ve…
Yorum BırakCandida mantarını ilk kez duyanların çoğu bunu “küçük bir mantar enfeksiyonu” sanır. Oysa mesele çok daha geniştir: bedenimizin doğal florasında zaten bulunan bu maya, bazen dengeden çıkıp ciddi rahatsızlıklara yol açar. Kimileri için sadece birkaç gün süren bir vajinal kaşıntıdır; kimileri içinse bağışıklık sistemi zayıfken kana karışarak hayati risk oluşturabilir. İşte tam da bu yüzden “Candida mantarına hangi ilaç iyi gelir?” sorusu basit görünse de, yanıtı çok katmanlıdır. Gelin, bu sorunun peşine birlikte düşelim; verilerle, gerçek hikâyelerle ve çözüm yollarıyla… Candida mantarına hangi ilaç iyi gelir? (Kısa cevap: Türüne, yerine ve kişiye göre değişir) Candida, ağızdan vajinaya, bağırsaktan kana kadar…
Yorum Bırak1 Ünite Kan Hemoglobini Ne Kadar Yükseltir? Bir Hikâyenin İçinden Öğrenmek Bazı sorular yalnızca rakamlarla değil, yaşanmışlıklarla yanıt bulur. Bugün sana yalnızca tıbbi bir bilgi aktarmak değil, aynı zamanda bir hikâye anlatmak istiyorum. Çünkü “1 ünite kan hemoglobini ne kadar yükseltir?” sorusunun ardında, laboratuvar sonuçlarından çok daha fazlası var: İnsanlık, fedakârlık, umut ve bir damla kanın değiştirdiği hayatlar… Bir Hastane Odasında Başlayan Yolculuk Yağmurlu bir sabah… Gri gökyüzünün altındaki şehirde, küçük bir hastane odasında Ayşe gözlerini tavana dikmiş yatıyordu. Günlerdir süren halsizlik, nefes darlığı ve baş dönmesi artık dayanılmaz hâle gelmişti. Doktorun sesi hâlâ kulaklarında çınlıyordu: “Hemoglobin değerlerin çok düşük.…
Yorum Bırak